Coğrafi konumu nedeniyle en eski yerleşim merkezlerinden biri olan Hınıs ilçesinde çeşitli dönemlere ait tarihi eserler, yapıldıkları devrin kültür ve sosyal yaşamları ile mimari özelliklerini günümüze kadar taşımaktadırlar. Bunların bazıları aşağıya çıkarılmıştır.
HINIS KALESİ: İlçede geçen Hınıs deresinin batısında bulunmaktadır. Kesin yapılış tarihi bilinmeyen kalenin kuruluşu, Evliya Çelebi’ ye göre Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’ ın amcasına dayanır. Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde kale onarılarak tahkim edilmiştir. Yüksek bir noktada sarp kayalıklarla çevrilmiş olan kalenin içerisinde zamanında 1200 hane insan oturmakta olduğu,Yedi tane mabedi, bir hanı, bir hamamı, küçük bir çarşısı bulunduğuna dair görüşler bulunmaktadır. Ancak bunlardan hiç birisi günümüze ulaşmamıştır.
Hınıs için "levent sipahisi pek çoktur" diyen Çelebi, bu yöre insanının cesur, yürekli ve mert olduğunu belirtir. Çelebi Hınıs kalesini seyahatnamesinde şöyle tasvir etmektedir:
"Erzurum'dan buraya üç konak yerdedir. Altun Halkalı köprüden daha yukarı ve kısadır. Kalesi yüksek ve yalçın bir tepenin üzerinde yapılmıştır. Dört köşe şeddadi dimdik bir kale'dir. Kale civarı çukur yerdedir, ama her tarafı göklere baş kaldırmış yalçın kayalardır. Havalisi de kayalıktır. Kalenin doğu tarafında tatlı bir su akar. Kalenin aşağı tarafında duvar dibinde sanatkar üstad, suyun ağzına demir bir kafes yaptırmıştır. Su bu kafesten geçerek kaleye gelir. Sonra birçok bostanlara taksim olunur. Demir kafesten sudan başka birşey geçmez. Kale kapısı bu akan suyun çıktığı yere, kaynağına yakındır. Hınıs'da cümle yedi mihrap mabet vardır. Evleri serapa toprak örtülüdür. Kiremitli bina yoktur. Ahali Hınıs dışındaki Bingöl Yaylası'na çıkıp kesbi teravet ederler."
HINIS ULU ( Alaaddin bey ) CAMİİ :
Hınıs ilçe merkezinde bulunan cami, İçten ve dıştan düzgün kesme taştan yapılmış kare planlı bir yapıdır. Vakıf kayıtlarına göre cami, 1734 yılında Selçuklu Muş beylerinden Alâeddin Bey tarafından inşa ettirilmiştir. Kare planlı yapıyı dokuz küçük kubbe örtmektedir. Ortadaki kubbe dıştan Piramidal bir külah ile örtülüdür. Diğer kısımları düzdür. Son cemaat yeri yoktur. Caminin minaresi sıra ile iki renkli taş kullanılarak inşaa edilmiş olup, canlı bir görünüşe sahiptir. İlçenin yaşadığı deprem felaketleri dolayısıyla halkın Yeni Hınıs ve Yeni Mahalle'ye taşınmasıyla terk edilen cami, son yıllarda Vakıflarca tamir ettirilmiştir.
HINIS KİLİSESİ :
Kilise Deresi adli mevkide yer alır. Plan düzeni ve duvar tekniği bakımından 11 ila 12. yy. da inşa edildiği düşünülebilir. Haç planlı olarak yapıldığı bilinen kilise bugün tamamen yıkılmıştır.
DİĞER ÖNEMLİ ESERLER VE YERLER ; Yörede Urartular tarafından yaptırılan ve Hınıs'ın 18 kilometre batısında yer alan Kalecik Köyü Kalesi de önemli eserlerdendir.
Yine, Urartular dönemine ait Toprakkale ve Höyük'ü; Selçuklular dönemine ait olan iki katlı surla çevrili olan Zirnak Kalesi ve kale içindeki tarihi kümbet, Hınıs'ın geçmişteki tarihi ihtişamını yansıtırlar.
Ayrıca; Hazreti Peygamberin sakası (su taşıyıcısı) olan Seyyit Ömer Halil Hazretleri'nin türbesi de Hınıs'ta Erence Köyündedir. Bu zat hazreti Osman döneminde İslam ordularıyla birlikte 615 yılında yani hicretten 29 sene sonra Hınıs'a gelmiştir. Sahabiden olduğu belirtilen bu zat'ın Abdurrahman Gazi Hazretleriyle birlikte Erzurum'a geldiği rivayet edilmektedir.
Türbenin yanındaki diğer kabir de bu zatın ağabeysine aittir. Değişik kaynaklardan aktarılan rivayetlere göre; Sahabi Seyyid Ömer Halil Hazretleri'nin diğer kardeşleri olan Karayazı İlçesi Göksu beldesine bağlı Köse Hasan köyünde yatan Bekir Baba; Pasinlerdeki Akbaba; Karaçoban ilçesi Kırımkaya'da yatan Güzel Baba ve yine Hınıs'da medfun Hazal Hatun'dur.
Hazal Hatun Ziyaretgahı Karaköprü Yeşilova (Ovakozlu) köyünde Cevizlidere mahallindedir. Kitabeleri bulunmayan iki kabrin boyu dört metredir. Hazal Hatun Seyyid Ömer Halil Hz.nin kız kardeşidir. İslam Orduları'na katılarak kardeşleriyle birlikte Erzurum'a gelmiştir.
Söz konusu eserlerin bulunduğu yerlerde şu an sadece taş yığınları mevcuttur.
Hınıs ilçesi doğal güzellikleriyle, tarihi ve turistik özelliği olan eserleri ile turizm içinde önemli bir potansiyel durumundadır.
Hamurpet dağlarının üzerinde bir krater gölü özelliğinde Cilligöl gölü, kuş çeşitleri, balığı ve tabii görünümüyle tam bir doğal park özelliği taşımaktadır.
Ayrıca Bingöl dağı zirvesi olan Koğ tepesinden güneşin doğuşu ve batışını izlemek, bin adet gölden meydana gelen Bingöl'lerin etrafında gezinti yapmak, insana ayrı bir haz vermektedir.
Hınıs'ın Bahçe Mahallesi'nde bulunan Mama Hatun ziyareti, ilçenin bir diğer mübarek mekânı sayılmaktadır. Türbe mağara içindedir. Prof. Dr. Zeki Başar'ın "İçtimai, adetlerimiz, inançlarımız ve Erzurum İlindeki Ziyaret yerlerimiz" adlı eserinde bu türbeye özellikle boğmaca öksürüğüne yakalanan çocukların getirildiğini ifade etmektedir.
Bahçe Mahalle vadisi, Dere camisi, Zernak kalesi, Kalecik kalesi görülmeye değerdir.
Hınıs'ın Yukarı Kayabaşı mahallesinde bulunan Şeyh Mehmet Türbesi de halkın önem verdiği ziyaret mekânlarından birisidir
Bir başka ziyaretgah da ilçeye bağlı Kız Musa köyünde, köyün kuzey tarafına düşen basık bir tepenin üstünde bir kök üstünde yetişen üç gövdeli ağaçtır. Yöre halkı buraya Tek Söğüt Ziyareti demektedir. Sara hastaları ve yüz felci geçirenlerin ziyaret ettiği bu ağaçtan dal kesmek, herhangi bir şekilde zarar vermek kötülük habercisi olarak sayılmaktadır.
Romatizma ve böbrek hastalıklarına iyi geldiği söylenen Sarılı içmecesi ve birçok hastalığa şifa olduğu düşünülen Çermik kaplıcası bilimsel araştırmalara açıktır.
Bahar geldiğinde yemyeşile bürünen Hınıs ovası görülmeye değer bir güzellik sergilemektedir.
Ayrıca; Anadolu’daki Türk tarihi açısında Hınıs önemli bir laboratuardır. Çünkü; Hınıs Gaziyani Rum'un yani Alperen Gazi Dervişlerin 1071'den önce ziyaret ettikleri ve mamurlaştırdıkları bir ilçedir. Bu ilçedeki köy adlarına bakıldığında köyleri kimlerin kurmuş oldukları hakkında yeterli bir fikir sahibi olunmaktadır. Ağveren, Alagöz, Ali Kır'ı, Derviş Ali, Hayran; Kalecik, Kara Ağaç (boy ismidir), Karabudak, Kara Molla, Kol Hisar, Ketenci, Kazancı (boy ismi) Kız Musa, Mir Seyyit, Molla Kulaç, Söğütlü, Sultanlı, Suvaran, Şehir Harabe (Mutluca), Şeyh Pir (Acar) Toprak Kale, Yelbiz (Yel Buz); Halil Çavuş Beldesine bağlı olan Ağ Gelin, Ağca Melik, Ağ(ar)maz (Çatak), Bey Ru (Bey yüzlü, yeni adı Esenli), Demirci, Divanı Hüseyin, Kızılca Ahmet, Molla A.Celil, Şahverdi, Toraman, Tandürek (Telli Tepe) Tirkeş (Erbeyli) isimleri bu kabildendir.